30 Mayıs 2013 Perşembe

Google vs. China, the Sequel


Google vs. China, the Sequel
 Google, Çin'e Karşı: Bölüm 2
As the Chinese Communist Party sees it, its very hold on power depends on tightly controlling the access of ordinary Chinese to information about their country, their rulers and the world at large. Çin Komünist Partisi'ne göre iktidarlık, sokaktaki Çinlinin kendi ülkesi, kendi yöneticileri ve genel olarak dünya hakkında bilgi almasını sıkı sıkıya denetim altında tutmaktan geçiyor.

When Google decided in March to stop self-censoring search results in China by automatically redirecting queries to its uncensored service in Hong Kong, no one should have been surprised if Beijing rejected the scheme.
Bilindiği gibi Mart ayında Google, Çin'deki arama sonuçlarına otosansür uygulamaktan vazgeçme kararı almıştı ve bu amaçla sorguları Hong Kong'daki sansürsüz servisine otomatik olarak yönlendirecekti. Tabii Pekin'in bu planı reddetmesi kimseyi şaşırtmadı.

The Chinese government is now pushing back, threatening not to renew Google’s license as an Internet content provider. It is Google’s challenge to stick to the spirit of its promise and never censor its searches in China again.
Nitekim Çin hükümeti şimdi tekrar bastırıyor ve internet içerik sağlayıcısı olarak Google'ın lisansını yenilememekle tehdit ediyor. Fakat Google kendi özüne ihanet etmemeli ve Çin'den yapılan aramaları bir daha asla sansürlememeli.

To give in now would make Google into an accomplice of China’s repressive government.
Teslim olmak, baskıcı Çin hükümetiyle suç ortaklığı yapmak anlamına gelir.

 
So far, Google’s response to Beijing’s displeasure appears consistent with its original vow. Instead of automatically rerouting queries to its Hong Kong engine, it started sending visitors to www.google.cn to a new “landing page” that links to the Hong Kong Web site, where users can perform searches beyond the reach of Chinese government censors.
Pekin'in hoşnutsuzluğuna Google'ın bugüne kadar verdiği tepki, şirketin kendi ilkeleriyle tutarlı görünüyor. Şirket, sorguları Hong Kong motoruna otomatik olarak yönlendirmektense ziyaretçilerini www.google.cn sitesine yönlendirmeye başlamıştı.


And Google has insisted it has no intention of backtracking on its promise not to censor itself — that much-lauded announcement that said that if self-censorship is a requirement to remain then it must abandon China.
Kullanıcılar da Hong Kong web sitesine bağlanan bu yeni "arama sonuç sayfası" ile Çin devletince sansür edilmeksizin arama yapabiliyorlar. Google, otosansür yapmama sözünden dönmeye niyetli olmadığını yineledi (otosansür yapmaktansa Çin'den çıkacağını belirttiği şu ses getiren açıklamayı hatırlayın).

Yet Beijing has not said whether it finds this solution acceptable. It may not.
Fakat Çin'in bu çözümü kabul edip etmeyeceği belli değil.Belki de etmeyecek.

This bit of skirmishing with Google comes amid a general tightening of China’s online censorship. And Google clearly is not eager to leave the world’s largest Internet market.
Bu sürtüşmeler aslında Çin'in internet sansürünü genel olarak sıkılaştırdığı bir döneme denk geliyor. Tabii Google da dünyanın en büyük pazarından çekilmeye istekli değil.

It is true, as Google often says, that its departure from China would impose a cost on the many Chinese who have relied on its search engine as a window into the Internet and, thus, into the world.
Şirketin sıkça belirttiği gibi, Çin'den çıkmak, internete ve dünyaya açılan bir pencere olarak kendisine güvenenleri zor duruma düşürecektir.
But a censored Google is worse than no Google at all. Threatening to depart, it at least clarifies to Chinese Internet users the extent of their government’s control over information and the cost this policy entails.
Fakat Google'ın hiç olmaması, sansürlü olmasından iyidir. Şirketin geri çekilme tehdidi en azından devletin bilgi üstündeki denetiminin ve bunun yol açtığı kaybın boyutu hakkında Çinli internet kullanıcılarını aydınlatacaktır.




0 yorum: