14 Nisan 2014 Pazartesi

Workshop on the Freedom of Expression in Social Media in Line with the European Convention on Human Rights

Workshop on the Freedom of Expression in Social Media in Line with the European Convention on Human Rights
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Doğrultusunda Sosyal Medyada İfade Özgürlüğü Konulu Çalıştay

Ankara - 25 November 2013
Ankara - 25 Kasım 2013
Bela Szombati

Deputy Head of Delegation of the European Union to Turkey
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı

Distinguished Members of the Court of Cassation and Constitutional Court,
Yargıtay'ı ve Anayasa Mahkemesinin saygıdeğer üyeleri,

Distinguished Judges, Prosecutors,
Sayın hakimler, savcılar,

Ladies and Gentlemen,
Hanımefendiler ve Beyefendiler,

I am honoured to attend this workshop on "the freedom of expression in social media" and to share the views of the EU in this regard.
“Sosyal medyada ifade özgürlüğü” konulu bu çalıştaya katılarak AB’nin konuyla ilgili görüşlerini sizlerle paylaşma imkanına sahip olmaktan onur duyuyorum.

The context is important:
Önemli bir dönemden geçiyoruz:

    The EU less than one year ago formally re-committed to Turkey's accession as the end goal of the negotiations that are taking place.
AB bir yıldan daha kısa bir süre önce, süregelen müzakerelerin nihai hedefinin Türkiye’nin katılımı olduğunu resmen yineledi.

   In May we saw the first visit of a President of the European Council to Turkey - an expression of our engagement at political and personal levels.
Mayıs ayında, AB Konseyi Başkanı Türkiye’ye ilk ziyaretini gerçekleştirdi. Bu ziyaret sürece olan bağlılığımızın siyasi ve şahsi düzeyde bir ifadesidir.  

Last month, we published the 2013 Progress Report on Turkey.
    On 5 November we opened a 14th chapter for negotiation with Turkey.

    Geçtiğimiz ay, Türkiye’ye ilişkin 2013 İlerleme Raporu yayınlandı.
    5 Kasım’da açılan fasıl ile birlikte Türkiye ile 14 fasıl müzakerelere açılmış oldu.

Our intention is to reinforce the credibility of the accession process as much as it is now to ensure that the on-going re-invigoration of the process is sustained and sustainable.
Amacımız, bir yandan katılım sürecinin inandırıcılığını mümkün olduğunca güçlendirirken diğer yandan da süreçteki mevcut hareketlenmeyi sürdürmek ve sürdürülebilir kılmaktır.

This year's Progress Report highlights a number of important steps taken by Turkey over the past twelve months, including the various reform packages, the activities of the Ombudsman and National Human Rights institutions, work on a new constitution and the initiative to address Kurdish issues from a perspective that is broader than the fight against terrorism.

Bu yılki İlerleme Raporu Türkiye tarafından son iki ayda atılmış olan bir dizi önemli adımı vurgulamaktadır. Bunlar arasında çeşitli reform paketleri, Kamu Denetçiliği ve Ulusal İnsan Hakları kurumlarının faaliyetleri, yeni anayasa çalışmaları ve Kürt meselesinin terörle mücadeleden daha geniş bir perspektifle ele alınmasına yönelik girişim yer almaktadır.


The Progress Report calls for greater engagement with Turkey on fundamental rights, and the EU has welcomed the Government's reaction.  Just ten days ago Commissioner Füle spoke with Minister Ergin on the need to rapidly re-launch work on chapter 23 under the positive agenda, with the involvement of civil society.   The Minister's reaction was positive.
İlerleme Raporu Türkiye ile birlikte temel haklar konusuna daha fazla odaklanılması çağrısında bulunmuş ve AB, Hükümetin bu çağrıya verdiği yanıtı memnuniyetle karşılamıştır. Bundan on gün önce, Komisyon Üyesi Füle Bakan Ergin ile pozitif gündem çerçevesinde 23. Fasılla ilgili çalışmaların -sivil toplumun da katılımıyla- süratle yeniden başlatılması gereksinimini görüşmüştür. Sayın Bakan da konuya olumlu yaklaşmıştır.

Ladies and Gentlemen,
Hanımefendiler ve Beyefendiler,

The Progress Report is also a Road Map for reforms, calling, for example, for further efforts to consolidate respect for fundamental freedoms.
İlerleme Raporu aynı zamanda reformlar için bir Yol Haritası niteliğindedir. Örneğin, temel haklara saygının pekiştirilmesi için daha fazla çaba çağrısında bulunmaktadır.

On freedom of expression, specifically, the report points to the need to address restrictions that remain in practice if not in law, and calls for implementation of the 4th Judicial Reform Package adopted in April in line with European standards.
İfade özgürlüğü konusunda ise, rapor yasada yer almasa bile uygulamada süregelen kısıtlamaların ele alınması ihtiyacını vurgulamakta ve Avrupa standartları doğrultusunda Nisan ayında kabul edilen 4. Yargı Reform Paketinin uygulamaya konulması çağrısında bulunmaktadır.

Allow me, therefore, to make three observations on freedom of expression and social media:
Dolayısıyla, ifade özgürlüğü ve sosyal medyaya ilişkin üç gözlemde bulunmama izin veriniz;

    First, the internet has become one of the most important tools to promote and ensure freedom of expression.   It has democratised access to information and the capacity to organise, as individuals, in ways unimaginable ten years ago.  We should embrace this as a strengthening of civil society.

İlk olarak, İnternet ifade özgürlüğünü sağlamak ve geliştirmek için en önemli araçlardan birisi haline gelmiştir. Bilgiye erişimi ve bireylerin örgütlenme kapasitesini on yıl önce hayal bile edilemeyecek yollardan demokratikleştirmiştir. Bunu sivil toplumun güçlenmesi olarak kucaklamalıyız. 

    Second, it has increased transparency and therefore popular oversight of state administration.   This can, in fact, help policy makers in their work.  We should embrace this as an expression of participatory democracy.
İkinci olarak, devlet idaresinde şeffaflığı ve dolayısıyla halkın gözetimini arttırmıştır. Bu durum politika yapıcıların çalışmalarına yardımcı olabilir. Bunu katılımcı demokrasinin bir ifadesi olarak kucaklamalıyız. 

    Third, it has thrown up new challenges for regulators.  Article 22 of the Turkish Constitution stipulates that “everyone has the right to communicate freely. One of the fundamentals of communication is privacy”.  Legislation must adapt to ensure that access to this new expression of participatory democracy, this strengthening of civil society, is promoted and respected, and itself respects legislation in force.
    Üçüncü olarak, kanun yapıcılar için yeni güçlükler ortaya çıkarmıştır. Anayasa'nın 22. Maddesinde şu ifade yer almaktadır; "Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır." Katılımcı demokrasinin bu yeni ifade biçimine, bu sivil toplumu güçlendirme sürecine erişimi destekleyecek ve buna riayet edecek şekilde yasamanın kendini yenilemesi ve yürürlükteki mevzuata uygun hareket etmesi gereklidir. 

Ladies and Gentlemen,
 Hanımefendiler ve beyefendiler,

There is a balance to be sought, in all our countries, between freedom and responsibility.  In Turkey, there is a specific context, and that includes a long tradition of state-centric policies, legislation that can still, today, be interpreted to accuse those exercising their freedom of expression with terrorist offences, and widespread self-censorship in the mainstream media that places additional value (and responsibility) on social media.
Tüm ülkelerde özgürlük ve sorumluluk arasında gözetilmesi gereken bir denge vardır. Türkiye'ye özgü duruma baktığımızda devlet merkezli politikalar ve mevzuatı kapsayan eski bir gelenek olduğunu görüyoruz. Bu gelenek bugün dahi ifade özgürlüklerini kullananların terörist eylemlerle suçlanmalarına neden olacak şekilde yorumlanabilmektedir. Ayrıca ana akım medyada yaygın olan oto sansür sosyal medyanın değerini arttırmakta ve sosyal medyaya ilave sorumluluk yüklemektedir. 


A number of citizens were put in police custody, albeit subsequently released, for posting Twitter messages about the Gezi Park protests.  On several occasions in the past year, officials have criticised social media as a threat to society.
Birçok yurttaş, Gezi Parkı protestolarına ilişkin tweet attıkları için sonradan salıverilmiş olsalar da polis tarafından gözaltına alınmıştır. Geçtiğimiz yıl resmi yetkililer, çeşitli vesilelerle sosyal medyayı toplumu tehdit eden bir unsur olarak eleştirmişlerdir.

My view is that the social media play a very positive role, and we gain from listening to them, and not fighting against them.  Restrictions must therefore be particularly well-gauged; they must be credible; they must be enforceable while avoiding blanket bans on thousands of internet sites.
Şahsen, sosyal medyanın son derece olumlu bir rol oynadığını ve kullanıcıları ile mücadele etmek yerine onları dinlemenin bize yarar sağladığı görüşündeyim. Bu nedenle kısıtlamalar titizlikle tartılmalı; inandırıcı ve uygulanabilir olmalı; diğer yandan da binlerce internet sitesinin tamamen yasaklanmasının önüne geçilmelidir. 

Restrictions should be envisaged in cases of a threat to public order, defamation or hate speech on which ECtHR jurisprudence provides guidance.  The protection of privacy is a must.  
Kamu düzenini tehdit eden durumlarda, AİHM içtihatlarının yol gösterici olduğu karalama ya da nefret söylemlerinin söz konusu olduğu hallerde kısıtlamalar öngörülmelidir. Gizliliğin korunması esastır

 This is one reason why the EU has advocated - and will continue to advocate - for adoption of a Law on data protection in line with EU legislation.
 AB'nin AB mevzuatına uygun bir veri koruma Yasası'nın kabul edilmesini savunmasının - bundan sonra da savunmaya devam edecektir - nedenlerinden biri de budur.  

Please allow me to end on the following note: the road to inclusive democracy, based on dialogue and partnership with the citizens, is the road to the European Union, and we are happy to accompany Turkey on this road.

Sözlerime şu şekilde son vermek istiyorum; vatandaşlarla diyalog ve ortaklığa dayalı kapsayıcı demokrasiye giden yol Avrupa Birliği yoludur ve bizler bu yolda Türkiye'ye eşlik etmekten memnuniyet duyuyoruz.

Thank you for your attention.
http://www.avrupa.info.tr/en/en.html

0 yorum: