1.1.1.3 Artan nüfus, hızlı bir kentleşme
In
2006, Turkey’s
total population was estimated as 72.974 million, after several decades of
continuous increase. This figure is more than double that of 1970, and over
five times that of the first Census of 1927. Demographic growth is due to high
fertility rates that have so far consistently outbalanced out-migration.
Türkiye’nin toplam nüfusu 2006 yılında 72,974
milyon olarak tahmin edilmiştir. Bu sayı 1970’teki sayının iki katı ve
1927’deki ilk nüfus sayımı verilerinin de yaklaşık beş katıdır. Demografik büyümenin
sebebi yüksek doğum oranı olup, göç
değerlerini de değiştirmektedir.
The
“village” population (people living in settlements below 2.000 residents) has
been considered historically as coinciding with rural population.
“Köy” nüfusu (nüfusu 2.000’in altında olan yerleşim yerleri) verileri kırsal nüfus göstergesi şeklinde değerlendirilmektedir.
In the long-term, two distinct phases may be observed in the rural-urban distribution (shown in table 4 below): the first from 1927 to 1950 in which Turkish society remains an agrarian one, with three quarters of the population living in rural areas and maintaining its share notwithstanding population growth, and a second phase, after the 1950’s, in which a process of significant urbanization takes place and shifts the balance of the Turkish population, which now lives predominantly in cities (1) of over 2.000 (64,9%) inhabitants.
“Köy” nüfusu (nüfusu 2.000’in altında olan yerleşim yerleri) verileri kırsal nüfus göstergesi şeklinde değerlendirilmektedir.
In the long-term, two distinct phases may be observed in the rural-urban distribution (shown in table 4 below): the first from 1927 to 1950 in which Turkish society remains an agrarian one, with three quarters of the population living in rural areas and maintaining its share notwithstanding population growth, and a second phase, after the 1950’s, in which a process of significant urbanization takes place and shifts the balance of the Turkish population, which now lives predominantly in cities (1) of over 2.000 (64,9%) inhabitants.
Uzun vadede, kır-kent nüfus dağılımda iki
ayrı dönemden söz edilebilir (Tablo 4): 1927-1950 yıllarını kapsayan ilk
dönemde, nüfusun dörtte üçü kırsal bölgelerde yaşamakta ve çoğunlukla tarımsal faaliyetlerle
uğraşmaktaydı. 1950li yıllardan sonraki ikinci
dönem ise gözle görülür bir kentleşme sürecinin
yaşandığı ve nüfus dengelerinin değiştiği bir dönem olmakla beraber, son
yıllarda halkın büyük çoğunluğu şehirlerde (1) yaşamaktadır (%64,9).
(1)City
means the settlements having population over 2000 inhabitants. The settlements
having population under 2000 inhabitants
are called villages.
(1)Nüfusu 2000’den az olan yerleşim yerleri köy olarak
geçmektedir. Diğer
yerleşim yerleri şehir olarak geçmektedir.
The urban population grows both by positive
birth rates and by migration from the rural areas. It may be noted however,
that in absolute numbers the village population hosts more than double the
population in relation to 1927, with even a slight increase in the 1990s, which
might indicate the presence of spill-over effects of urbanization to rural
areas.
Kentlerdeki nüfus yüksek doğum oranları ve kırsal alanlardan kentlere yapılan göçler yüzünden artmaktadır. Diğer taraftan köy nüfusunun,90lı yıllardaki artışın az olmasına rağmen 1927 yılı değerlerinin iki katı olması, kentleşmenin kırsal bölgeleri de etkilemesinin bir göstergesidir.
As
a result of long-term population growth Turkey has a comparatively large
young population: the age group under 15 years of age represents 31% of the
population (OECD average is 20%).
Uzun zamandır süren nüfus artışının sonucu
olarak, Türkiye’nin genç nüfus oranı yüksektir: 15 yaş altındaki yaş grubu
nüfusun %31’ini oluşturmaktadır (OECD ülkelerinde bu oran ortalama %20’dir).
Considering the breakdown of rural and urban
population by age groups, the 0-14 and 65+ groups have a relatively larger
proportion in rural areas while the productive age groups are slightly more
concentrated in cities.
Yaş Gruplarına göre
kırsal ve kentsel bölgelerdeki nüfusun dağılımı göz önüne alındığında, 0-14 ve
+65 yaş gruplarının kırsal bölgelerde göreceli olarak daha yüksek oranda
bulunduğu buna karşılık üretken seviyede
yaş gruplarının ise kentlerde daha yoğun olduğu görülmektedir.
Table 5 quantifies the distribution of rural and urban population by age group, where
the higher percentage of individuals of very young age (0-14) is higher in
rural areas in relative terms than for
any other age group and even higher than those urban areas.
Tablo 5’te kırsal
ve kentsel nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı gösterilmektedir, çok genç
yaştaki bireylerin (0-14 yaş aralığı) kırsal nüfus içindeki yüzdesi diğer yaş
gruplarıyla kıyaslandığında kırsal
alanlarda daha yüksektir. Çalışma çağı
yaş grubundaki nüfus daha çok kentlerde yoğunlaşmıştır.
The working age
population is relatively more concentrated in the urban areas. This provides a
further indication of the effects of skewed migration of work motivations from
the rural areas to urban areas. Only after 50 years of age the share of rural
population shows –in relative terms- higher shares in rural areas.
Bu durum kırsal alanlardan
şehirlere iş amaçlı yapılan göçün
etkilerinin bir göstergesidir. Bu grupta sadece 50 yaşından sonraki kırsal nüfusun payı göreli
olarak kırsal alanlarda daha yüksek paya sahiptir.
Rural settlements with less than 20.000
inhabitants, in 2003, represented 39,4% of the total population, well balanced
between males and females (50,7% males and 49,3% females).
Diğer taraftan nüfusu 20.000 ve daha az yerleşim
yerleri kırsal olarak ele alındığında, 2003
yılı verilerine göre
kırsal yerleşimlerin toplam nüfus içerisindeki payı % 39,4’e denk
gelmekte olup, erkek ve kadın nüfus
oranları dengeli bir şekilde dağılmaktadır (%50,7 erkek, %49,3 erkek).
A growing population means an expansion of the domestic market, good availability of labour supply, which in turn, with higher incomes translates into opportunities for growth and prosperity.
Artan bir nüfus, iç pazarın genişlemesi, iyi bir iş gücü arzının mevcudiyeti anlamına gelmekte olup gelir artışı ile büyüme ve refah fırsatlarına dönüşmektedir.
However, if
growth opportunities concentrate in urban areas, this trend may actually become
a double edged factor, on the one hand freeing excess labour from rural areas
and pushing for the modernization of agriculture, on the other hand stimulating
their abandonment and loss of resources.
Ancak, büyüme olanakları kentsel bölgelerde
yoğunlaşırsa, bu durum kırsal alanlarda iki yönlü sonuçlar yaratabilecek bir unsur hâline
gelebilir; bir yandan kırsal bölgelerdeki iş gücünü serbest bırakır ve tarımın
modernleştirilmesini zorlar; öte yandan da kırsal alanların terk edilmesi ve
böylece kaynakların heba edilmesine neden olur.
The
recent trends of the Turkish economy
shows the high GDP growth rates, exports, industrialization, urbanization,
population and domestic demand.
Türkiye ekonomisin son yıllardaki eğilimleri
GSYİH’de, ihracatta, sanayileşmede, kentleşmede, nüfusta ve iç talepte yüksek
oranda büyüme özelliklerini göstermektedir.
Turkey
is competitive in many of its exports, to Europe, but also increasingly to the Middle East, the Southern New Member States, Russia; it
is also competitive in the attraction of tourism, and there is a great
potential for the valorization of still untapped natural and cultural
resources, for which there is a growing demand. These trends are likely to
continue in the medium term.
T Türkiye Avrupa’ya ihracat yapmakta,
aynı zamanda Orta Doğuya, AB’ye yeni üye olan güney devletlerine ve Rusya’ya
olan ihracatını da giderek artırmaktadır. Turizm açısından da çok uygun şartlara
sahip olmakla beraber doğal ve kültürel
kaynakları açısından da büyük bir
potansiyel mevcuttur ve bu alanlarda giderek artan bir talep vardır. Bu
eğilimlerin orta vadede de sürmesi beklenmektedir.
The
other side of the coin is that this development has been accompanied by
structural changes, by loss of competitiveness and drainage of resources from
rural areas, contributing to significant and widening rural-urban disparities,
overlapping with traditional East-West disparities.
Diğer taraftan söz konusu büyüme beraberinde gelen yapısal
değişiklikler ve kırsal alanda rekabet
gücünün azalması ve kaynakların
tüketilmesi kır-kent gelişmişlik farklılıklarını ve bölgeler arasındaki dengesizlikleri ortaya çıkmaktadır.
The trends observed today
in the Turkish economy are different from the corresponding ones of the older
EU Member States (currently concerned with the Lisbon Agenda): stagnant or slow
growth, declining industries, urban crises, unemployment, ageing and
immigration, exhausted pull effect, and, in some cases, return to rural areas.
Türkiye ekonomisinde görülen eğilimler daha eski AB üye ülkelerinde görülen
eğilimlerden farklılık göstermektedir (Lizbon Gündeminde ele alınmaktadır).
Bu
ülkelerde sabit ya da düşük büyüme, azalan
sanayi, kentsel problemler, işsizlik, yaşlanma, göç, kentlerin cazibesini
yitirmesi ve bazı durumlarda kırsal alanlara dönüş yaşanmaktadır.
The specific needs of rural areas arising from the present Turkish development
and modernization phase are well known to developed countries since they have
also experienced them in the past.
Kırsal
alanların, Türkiye’nin bugünkü kalkınma ve modernizasyon dönemi sonucunda
ortaya çıkan gereksinimleri gelişmiş
ülkelerin geçirmiş olduğu süreçler ve deneyimler ile bilinmektedir.
Turkey needs indeed to cover the route toward both the modernisation of the
agriculture and the improvement of socio-economic conditions of rural areas in
line with the current trends of the CAP as well as adoption of the latest EU
Acquis related to market organisations, veterinary, phytosanitary, consumer
protection, quality, health, hygiene, environmental protection issues.
Türkiye’nin de, daha önceden
aynı süreçleri yaşayan üye ülkelerde de olduğu gibi tarımın modernizasyonu, kırsal
alanların sosyo-ekonomik koşullarının geliştirilmesi, OTP’ye uyumun sağlanması
ve AB Müktesabatının ortak pazar, veterinerlik,
bitki sağlığı, tüketicinin korunması, kalite, sağlık, hijyen ve çevrenin
korunmasına yönelik konularda
benimsenmesi için aynı deneyimleri yaşaması
muhtemeldir.
Census
Year
|
Village
Population
(million)
|
Share
of Village Population (%)
|
City
Population
(million)
|
Share
of City Population (%)
|
Total
(million)
|
Sayım
Yılları
|
Köy
Nüfusu
(milyon)
|
Köy
Nüfusunun Payı (%)
|
Şehir
Nüfusu
(milyon)
|
Şehir
Nüfusunun Payı (%)
|
Toplam
(milyon)
|
Age
Groups
|
RURAL
|
URBAN
|
Total
Population
|
0 yorum:
Yorum Gönder