Geçenlerde Anadolu Ajansı mahreçli bir haberde konu bir kez daha gündeme
geldi. İngilizce düzeylerine göre ülkelerin sıralamasını yapan EF’nin
(Education First) İngilizce Yeterlilik Endeks’inde Türkiye 54 ülke
arasında 32. sırada yer alıyormuş. Yani durumumuz, “düşüğün biraz
üzerinde”ymiş. Elbette ilk sıralardaki ülkeler, Kuzey ülkeleriymiş
(İsveç, Danimarka, Hollanda, Finlandiya, Norveç, Belçika, Avusturya,
Macaristan, Almanya ve Polonya). Bu ülkelerden üçünde kısa bir süre
bulundum. Özellikle Hollanda’da sokaktaki sıradan bir insana bile
İngilizce bir şey sorsanız, çok akıcı bir şekilde İngilizce yanıt
verdiklerini görürsünüz. İngilizce yeterlilikleri bir yana, nezaketleri
bile takdire şayan. Bizde ise, bırakın İngilizceyi, Türkçe tarifte bile
dile eşlik eden el-kol hareketlerinden oluşan bir Tarzanca denilen garip
bir dil devreye girer.
EF’nin ilgili yöneticisi, Türkiye’nin durumuna dair iki yorum getirmiş:
1) Kültürel neden: İngilizce diğer ülkeler kadar Türkiye’yi
etkilemiyormuş. Yani, ülkemiz günlük hayatta Kuzey ülkeleri kadar
İngilizceye maruz kalmıyormuş. O yüzden çocuk-gençlerimiz küçük
yaşlardan itibaren İngilizce ile haşır-neşir olmuyorlarmış. 2) Okuldaki
eğitim: Okullarımızda İngilizce sadece teknik düzeyde öğretiliyormuş.
Yani sadece gramer; dil bilgisi, kelime dağarcığı, cümle yapısı vs.
Kısacası, biz kuralı öğretelim derken pratiği boşluyoruz. Oysa Avrupa
tam tersini yapıyor. Önce pratik; pratiğin içine yedirilen kurallar.
http://www.birgun.net/
20 Şubat 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder